TÜRKİYE’DE SOSYAL BİLGİLER…

Daha önce de belirttiğimiz gibi sosyal bilgiler, sosyal bilimlerin içinde yer alan farklı bilimlerin bileşkesinden oluşmaktadır. Bu yüzden sosyal bilimlerin Türk tarihinde nerelere dayandığına değinecek olursak;

Sosyal Bilimle ilgili çalışmalar ve örnekler oldukça eskilere dayanır. Günümüzde en eski Türklerin yazılı belgeleri olarak bilinen Orhun Yazıtları içerik olarak tarihsel, kültürel, sosyal unsurları içermektedir. Bu yüzden bu yazıtları sosyal bilimler ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz.

orkhun-39-900x505

İlk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar zamanında yazılan iki önemli eser “Divan-ı Lügatit-Türk ve Kutadgu Bilig” edebi eserler ve aynı zamanda bir sosyal bilimler alanında yazılan eserlerdir. XI. Yüzyılında Selçuklular zamanda kurulan Nizamiye Medreseleri, Türk eğitim ve öğretim tarihinin en önemli kurumlarındandır (Çetin, 2003:163-164). Osmanlı Devleti döneminde de medreselerde sosyal bilgiler konularını içinde barındıran tarih, coğrafya gibi dersler okutulur. Duraklama ve gerileme döneminde etkisi azalsa da tazminat döneminden sonra etkisini daha çok gösterir.

Türkiye’de sosyal bilgiler dersinin gelişimi incelendiğinde, 1913 yılında Fransa ilköğretim Kanunu’nun etkisi ile “Geçici İlköğretim Kanunu” yürürlüğe girmiştir. Bu dönemde yayınlanan ders programına bakıldığında bugün sosyal bilgiler olarak adlandırılan tarih, coğrafya ve musahabat-ı ahlakiye ve malumat-ı vataniyye adı altındaki farklı derslerin yer aldığı görülür.

1926 ve 1936 yıllarındaki ilkokul programları da tarih, coğrafya ve yurt bilgisi derslerine programlarında yer vermiştir. 1948 yılı programında da aynı dersler yer almıştır 

Cumhuriyet döneminde sosyal bilgiler dersi tarih, coğrafya ve vatandaşlık bilgisi konuları olarak farklı dersler adı altında 1924 yılından itibaren programlarda yer almaktadır. Sosyal bilgiler adı ve programı olarak ise, 1968 yılında ilk defa uygulamaya konulur. Daha sonra 1985, 1997, 2000, 2005 yıllarında programında değişiklik yapılır. 2005 yılında yapılan değişiklik yapılandırmacı eğitimi ve öğrenci merkezli olmasıyla diğer öğretim programlarından oldukça farklıdır.

1968 yılında tarih, coğrafya, yurttaşlık bilgisi dersleri kaldırılır ve yerine sosyal bilgiler dersi getirilir ortaokulların birinci ve ikinci sınıfında haftada beş saat üçüncü sınıfında dört saat okutulur. 1985 yılından sonra sosyal bilgiler dersi yerine milli tarih, milli coğrafya dersleri getirilir, 1992 yılında vatandaşlık eğitimi uygulamaya geçirilir ve 1997 yılında yapılan düzenleme ile bu dersler kaldırılarak yerine sosyal bilgiler dersi yeniden getirilir.

Sosyal bilgiler dersinin gelecekte neler beklediği konusunda günümüz eğitim programını iyi değerlendirmekte fayda var. Günümüz dünyasında bireylerin bilgiyi direk vermesi yerine bireylerin bilgiye kendilerinin ulaşması, bilgiyi öğrenme yolunu öğrenmesi amaçlanmaktadır. Çünkü öğretilecek bilgi çok fazladır. İhtiyaç halinde birey bilgi öğrenmeli, işlemeli, gerekli alanlara transfer edebilmeli, uygulamaya dökebilmeli, eleştirisel düşünebilmeli. 2004 yılından sonra kademeli olarak kullanılan yeni yapılandırmacılık esaslı sosyal bilgiler programın amacını, yöntemini irdeleyelim.

Bilgi, insanlık tarihinin her döneminde önemli olmakla beraber, iletişim imkanlarının küçülttüğü dünyamızda en önemli etken durumuna gelmiştir. Çağımızda tartışılmaz üstünlük “bilgiyi üreten” ve “bilgiyi kullanan”larındır. Bilginin kazanılmasında, kullanılmasında ve donanımlı insan gücünün yetiştirilmesinde de en önemli görev eğitim sistemimize düşmektedir. Millî Eğitim Şûrası ve benzeri platformlarda sıklıkla, öğretim programlarının, öğrencilerin bilgiye ulaşma yollarını öğrenmelerine, sorun çözme ve karar verme becerilerini geliştirmelerine imkân sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olduğu dile getirilmektedir. Günümüz dünyasında bu ihtiyaçların hasıl olmasından dolayı yeni bir öğretim programına ihtiyaç vardı. Bu nedenle program, bilginin taşıdığı değeri ve bireyin var olan deneyimlerini dikkate alarak, yaşama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir yaklaşım doğrultusunda yapılandırmayı önemseyen bir gelişim göstermektedir. Bu yaklaşımla öğrenci merkezli, bilgi ve beceriyi dengeleyen, öğrencinin kendi yaşantılarını ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak çevreyle etkileşimine imkân sağlayan yeni bir anlayış yaşama geçirilmeye çalışılmaktadır ( Meb Sosyal Bilgiler Öğretim Programı, 2005).

Bireyin gelişen ve değişen dünyaya uyum sağlama, etkin bir vatandaş olabilme, bilgiyi alan depolayan değil de bilgiyi kullanan, öğrenmeyi öğrenen ve yaşadığı coğrafya hakkında bilgi sahibi olan bireyler yetiştirebilmek için sosyal bilgiler programının da değişimi gerektiriyordu. Bu yüzden 2005 yılında yapılandırmacı eğitim ışığında programda değişim yapıldı.

Yeni programın “21. yüzyılın çağdaş, Atatürk İlke ve İnkılaplarını benimsemiş, Türk tarihini ve kültürünü kavramış, temel demokratik değerlerle donanmış ve insan haklarına saygılı, yaşadığı çevreye duyarlı, bilgiyi deneyimlerine göre yorumlayıp sosyal ve kültürel bağlam içinde oluşturan, kullanan ve düzenleyen (eleştirel düşünen, yaratıcı ve doğru karar veren), sosyal katılım becerileri gelişmiş, sosyal bilimcilerin bilimsel bilgiyi üretirken kullandıkları yöntemleri kazanmış, sosyal yaşamda etkin, üretken, haklarını ve sorumluluklarını bilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını yetiştirmektir” olarak açıklanmıştır (MEB Öğretim Programı, 2005).